Babil’in En Zengin Adamından Tavsiyeler

Günümüzde insanlar olarak çok farklı konularda kendimize sorular sormaktayız. Bu soruların bir kısmı anlık durumlar hakkında olurken bir kısmı ise direkt olarak yaşamımız üzerine sorular. Peki bu soruları cevaplamak için neler yapıyoruz diye sorsam? Herkesin bu soruya verecek cevapları vardır. Kimisi soruyu arkadaşlarıyla tartışır kimisi ise bir bilene danışır. “Bilen” derken neyi kastettiğim de aslında herkese göre değişir. Kimisine göre konuyu hatim etmiş bir tanıdık, kimisine göre bir uzman yahut profesör, kimisine göre ise medya üzerinden takip ettiği hesaplardır. 

Birazdan okuyacağınız yazının da ele aldığı “Nasıl zengin olunur?” sorusunu ele alalım. Dikkat ettiyseniz eğer “Nasıl para kazanılır?” diye sormuyorum çünkü parayı kazandığınız kadar bunu koruyabilmek de bir o kadar önemli. Bu soruya “Para nasıl harcanmalı?” ve hatta “Paranın ne kadarı harcanmalı?” sorularını da eklersek ilk baştaki “Nasıl zengin olunur?” sorusuna anca ulaşabiliyoruz. Böyle kritik bir soruyu nasıl cevaplandırabiliriz? Hangi arkadaşımıza soralım veya hangi kaynaklardan araştıralım? Dediğim gibi burada özel olarak bir taktikten değil bilinmesi gereken prensiplerden bahsediyorum. Bu soruya cevap vermenin en iyi yolu bu soruyu zengin olmuş bir kişiye sormak olacaktır. Peki zengin olmuş birisini TEDX gibi etkinlikler haricinde nerede bulacağız da nasihatlerini dinleyelim? Belki de sorumuza çevremizdeki kaynaklardan cevap bulmak yerine başka bir kaynağa başvurmamız bize yardımcı olacaktır. Mesela bizden önceki zamanlarda yaşananları baz alabilir, edinilmiş tecrübelerden dersler çıkartabiliriz. Gerçekten de geçmişteki tecrübeler, oturduğumuz yerden erişebileceğimiz ve sonuçlarını her açıdan gördüğümüz kaynaklar olup bu yazıda da sizlere bahsedeceğim kitap George Clason’un “Babil’in En Zengin Adamı” isimli kitabı olacaktır. Bu kitap, bahsettiğim geçmişe kulak vermeyi gayet iyi bir biçimde başararak insanlara para kazanma ve muhafaza etme konusunda önemli prensipleri öğretiyor. Lafı daha fazla uzatmadan sizi paranın ülkesi ile tanıştırayım: Babil! 

Babil’de Sosyal Hayat

Mezopotamya’nın önemli ülkelerinden olan Babil Devleti; büyük asma bahçeleri, şatafatlı saray yaşamı ve zenginliğiyle ünlü olmuş bir şehir devletidir. Zengin yaşamının yanı sıra hemen zenginlerin yerleşim yerlerinin yanında müzisyenlik, at arabacılığı, kölelik gibi işler yapan fakirlerin de bulunduğu Babil’in kitaba konu olması elbette tesadüf değildir. 

Kitabın başında Kobbi ve Bansir isimli iki arkadaş, Babil’deki sosyal yaşamı gayet iyi biçimde gözler önüne sermektedi.. Oturdukları yerden yoldan geçen zengin tüccarları izleyen ikili, yıllardır çalışmalarına rağmen neden bu kadar fakir oldukları hakkında çaresizce tartışmaktadırlar. Tartışma esnasında Babil’deki kral, soylu, tüccar, köle gibi sosyal sınıflardan açıkça bahsedilmekte ve “Nasıl daha üst sınıflara yükselebiliriz?” sorusu üzerine fikir alışverişinde bulunulmaktadır. 

Babil’in En Zengin Adamı 

Bu sırada akıllarına Babil’in en zengin insanı olan arkadaşları Arkad gelir. Bansir ve Kobbi dahil olmak üzere Babil’deki birçok kişi ile çocukluk arkadaşı olan, onlarla benzer yerlerde eğitim görmüş ve aynı oyunları oynamış olan Arkad’ın onlara finansal anlamda bu denli üstünlük kurması herkesin dikkatini çekmiştir. Hepsi toplanarak Arkad’a bu zenginliğin nasıl elde edilebileceğini sormaya karar verirler. İnsanlara bu konuda yardımcı olmayı seven Arkad, onların “zenginliği inşa etmeyi bilmediklerini” söyleyerek dikkatleri üstüne çeker ve kendilerine bir servet edinmek için yapmaları gerekeni anlatır. Arkad’ın anlattıkları parayı tutma ve yatırım yapma konusunda günümüzde de hala sıklıkla duyduğumuz prensiplere dayanmaktadır. Gelin beraber bu prensipleri inceleyelim. 

Kazancınızın Onda Birini Kendinize Ayırın

Bu adım aslında başlıktan direkt olarak anlaşılabilecek bir prensibi içeriyor. Herkesin bir şekilde kendisine bir gelir kaynağı oluşturduğunu varsayan Arkad’a göre paranızı harcamak servetinizi başkalarıyla paylaşmak ve onlara yatırım yapmak demektir. Lakin tüm servetinizi harcadığınız zaman elinizde size hizmet eden bir paranın olmaması zenginliğe giden yoldaki en büyük engeldir. Arkad, küçüklüğünde katiplik işiyle uğraşırken ona iş için gelen Algamiş isimli bir adama kendisine zenginliğin sırrını öğretmesini istemiş; Algamiş ise ona “Kazancının bir kısmının bana kalmasına izin verdiğimde zenginliğin yolunu bulmuş olurum” şeklinde cevap vermiştir. 

Arkad tüm bunları anlattıktan sonra kimileri harcamalarını yapacak kadar paraları olduğundan ve birikim yapmanın imkânsız olduğundan bahseder. Arkad ise onlara bir başka prensipten bahseder.

Harcamalarınızı Kontrol Edin

Servetiniz sizin altın ordunuzdan başka bir şey değildir. Onları belirlemiş olduğunuz hedefe göre yönlendirmek sizin sorumluluğuzdur. Yatırımlarınız, servetinizin sadece cebinizdeki paradan değil de inşa ettiğiniz zenginlikten oluştuğunun en büyük göstergesidir. 

Arkad, herkesin farklı işlerden farklı gelirler elde etmesine rağmen en yüksekten en düşüğe kadar herkesin aynı sorunu yaşamasını tek bir sebebe bağlar: Gelir arttıkça arzularımızın da aynı oranda artması. Bu sebepten ötürü temel ihtiyaçlarımız ve isteklerimizi doğru biçimde ayırmalı ve paramızın en az onda birini ayırdıktan sonra temel ihtiyaçlarımızı karşılamalıyız. 

Yine de tasarruf yapılırken aşırıya kaçılması da uygun değildir. Dünyanın güzelliklerinden faydalanmak istiyorsak uygun yerde harcama da yapmalıyız. Başka insanlara onların sorumluluklarını üstlenmeyecek ve bizi zor duruma düşürmeyecek miktarda yardım etmeli, cimrilikten kaçınmalıyız. 

Güvenilir İnsanlarla İş Yapın

Algamiş, ilk tavsiyesini vermesinin ardından Arkad’ın yanına uğramış ve servetinin ne durumda olduğunu sormuştur. Arkad ise servetini arttırdığını ve yatırım amaçlı olarak bu parayı tuğlacılıkla uğraşan Azmur isminde bir adama Fenikeliler ile değerli taş ticareti yapması için verdiğini anlatmıştır. Taşların satılmasından gelecek parayı ikili bölüşeceklerdir. Ne var ki taşlara dair hiçbir şey bilmeyen Azmur, Fenikeliler tarafından dolandırılmış ve Arkad’ın tüm birikimi kaybolmuştur. Daha sonraları Akad Kralı Sargon tarafından Babil halkına zenginliği öğretmek için görevlendirilen Arkad bu tecrübesinden bahsederek yatırım yaparken güvenilirliğe dikkat edilmesini ve ana paranın korunması gerektiğinin gerektiğini söyler. 

Birikimlerinizi Koruduğunuz Kadar Onların Çocuklarını da Koruyun 

Arkad, tuğlacı faciasından sonra yatırımını bu sefer bir kalkan ustasına yapmıştır. Kalkan ustası üretim için Arkad’dan aldığı kredinin faizini ödemiş ve Arkad başarılı biçimde gelirini arttırmıştır. Algamiş ona bu parayı ne yaptığını sorduğunda Arkad keyfî şeyler için harcadığını söylemiştir. Gerçekten de Arkad, paranın faizini bitirmiştir. Algamiş ona bunun hata olduğunu söylemiş ve faizin ana paranın çocuğu olduğunu belirtmiştir. Eğer bir kişi kendisine altın paralardan bir köle ordusu edinmek istiyorsa köleleri kadar kölelerinin çocuklarını ve hatta onların da çocuklarını korumalıdır. 

Elle Tutulur Bir Hedef Koyun

Kitabın başında Bansir ve Kobbi, Arkad’ın yanına bazı hayaller için gelmişti: İki tanecik şekeri güvenle arkadaşıyla paylaşabilecek ve en önemlisi hayatta önlerini görebilecekleri bir servetlerinin olması. Her şeyden önemlisi bu serveti gelecek nesillere aktarabilmek. 

Aslına bakarsanız Arkad’ın yolculuğu da benzer bir şekilde başlamış ve bu süreçte zengin olmaya dair belki de en önemli prensibi, hedef koymayı ve bu yönde çalışmayı öğrenmiştir. Zenginliği hayattaki iyi şeylerden payını almak olarak gören Arkad, herkese yetecek kadar zenginliğin olduğundan bahseder. Yeter ki insanlar bu zenginliği elde etmeyi bilsin. Bu süreçte yapılması gereken hedefin havada kalmamasıdır. Yani “Ben çok zengin olacağım” yerine “Şu işi yapacağım ve günün sonunda 5 altınım olacak” veya “Zengin olup kendime bir ev alıp ikinci ev için para biriktireceğim.” tarzı ne yapmanız gerektiğini kestirebildiğiniz hedefler sizin gelişiminiz için daha uygundur.

Kendinizi Geliştirin 

Eğer servetiniz sizinse en başta size hizmet etmelidir. Kendinizi geliştirmek geniş bir konudur. Her şeyden önce paraya yatırım yaptığınız kadar bilgiye de yatırım yapmanız gerekmektedir. Size zengin olmanın püf noktalarını anlatan bir kil tablet, içi altın dolu bir keseden on kat daha değerlidir. Zengin olmayı Arkad’a öğreten Algamiş’in yaptığı, Arkad’a vereceği 2 bakır paradan binlerce kat daha değerliydi. 

Azimli bir biçimde çalışın. Hayatın güzelliklerinden faydalanmak için hedef koymanız ve bu yönde çalışmanız kadar saygı duyulası bir şey yoktur. 

Şans Tanrıçası Kumarhane Masalarında veya Kayıp Şişelerde Değil

Arkad bir gün insanlarla sohbet ederken bir adam suyun içinden bulduğu ve içi altınla dolu olan bir şişeden bahsederek Şans Tanrıçası’nın ona yardım ettiğini söyler. Bunun üzerine bir tartışma başlar: Şans Tanrıçası sayesinde hiçbir emek harcamadan zenginliğe erişmek mümkün müdür? Şans Tanrıçası kimlere şans getirir, şans kimlere uğrar? 

Hiç kumarhanede oynadığınız oyunlarda büyük ve uzun vadeli bir kazanç elde ettiniz mi, diye sorar Arkad. Ancak hiç kimse Arkad’ın bu sualine olumlu cevap veremez. Baştaki adam gibi şanslı olan da kimse çıkmaz. Bunun üzerine Arkad şöyle sorar: Şans Tanrıçası’nın verdiği şans kumarhane masalarında beklediğiniz şans mıdır yoksa o sadece hak edenin ve azmedenin mi talihini açar? Kalabalıktan bu konuda bir itiraz gelmeyince bunun gerçekten de böyle olduğunu ve kumarhanede kazanç düzeninin sadece kumarhane sahibinin lehine işlediğini söyler. Şans, onu kovalayan ve fırsatlarını kullanmasını bilen insanların yanında olmuş ve olacaktır. 

Yatırımlar ve Borçlar

Yukarıda da söylediğimiz gibi yatırımlarınız, servetinizin sadece cebinizdeki paradan değil de inşa ettiğiniz zenginlikten oluştuğunun en büyük göstergesidir. 

Yatırım yaparken güvenilirlik günümüzde olduğu gibi geçmişte de en önemli kriterdir. Tuğlacı örneğindeki gibi paranın işini bilmeyen kişilere teslim edilmesi veya paranın özellikle de ana paranın şansa dayalı oyunlara yatırılması servetinizin yok olması riskini açığa çıkaracaktır. Siz siz olun, anlık heveslerle yanlış şeylere yatırım yapmayın.

Borç konusunda da benzer mantık geçerlidir. Bir gün zengin olmak isteyen ve bunun için ufak bir sermaye isteyen bir adam Arkad’dan borç istemiş Arkad ise “Zengin olmak için ne yaptın ne gibi ilerlemeler kaydettin?” diyerek onu reddetmiştir. Arkad, adamın azmine saygı duysa da onun ne gibi yatırımlar yapacağını ve borcunu ödeyip ödeyebileceğini bilmediği için borç vermemiştir. Ayrıca başka insanlara borç verirken onların sorunlarına ortak olmanız da sıkıntı yaratacaktır.

Sonuç

Kitapta benzer ana fikirlere sahip birçok hikâye bulunmakla beraber bu yazıda hikâyelerden ziyade fikirlere değinilmiştir. Tüm bu fikirleri tek cümlede özetlememiz gerekirse: Elinizdeki her kuruş sizin “servet” isimli ordunuzun bir askeri olup sizin bu ordunun komutanı olarak askerlerinizle doğru işler yapmanız, onları muhafaza etmeniz ve onları ne olacağı belirsiz işlere bulaştırmamanız gerekir. Bu sayede siz de hayattaki güzelliklerden hakkınız olanı alabilirsiniz. Bu güzel tavsiyelerden ötürü Arkad’a, bu engin bilgileri bugüne taşıdığı için de George Clason’a teşekkür ederiz. 

Kaynakça:

Clason, G. S., (2018), “Babil’in En Zengin Adamı”. Butik Yayınevi